Bilgi edinme hakkı kapsamında bilgi ve belgeleri başvuranların yararlanmasına sunmak idareler için bir yükümlülüktür

ANKARA 

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 12. İDARİ DAVA DAİRESİ 

E.2021/1070 

K.2021/1208 

Davacı Dernek tarafından yapılan bilgi edinme başvurusunun reddine ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davada, davanın reddine ilişkin olarak Ankara 16. İdare Mahkemesince verilen 31/12/2020 gün ve E:2020/359, K:2020/2418 sayılı kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek istinaf yoluyla incelenmek suretiyle kaldırılması istenilmektedir. 

SAVUNMANIN ÖZETİ : Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek istinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur. 

4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun “Amaç” başlıklı 1’inci maddesinde; “Bu Kanunun amacı; demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.” hükmüne, 

“Bilgi verme yükümlülüğü” başlıklı 5’inci maddesinde; “Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler.” hükmüne, 

“İdarî soruşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler” başlıklı 19’uncu maddesinde; “Kurum ve kuruluşların yetkili birimlerince yürütülen idarî soruşturmalarla ilgili olup, açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde; a) Kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale sonucunu doğuracak, b) Kişilerin veya soruşturmayı yürüten görevlilerin hayatını ya da güvenliğini tehlikeye sokacak, c) Soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürecek, d) Gizli kalması gereken bilgi kaynağının açığa çıkmasına neden olacak veya soruşturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarının temin edilmesini güçleştirecek, Bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.” hükmüne, 

“Adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler” başlıklı 20’nci maddesinde; “Açıklanması veya zamanından önce açıklanması halinde a) Suç işlenmesine yol açacak, b) Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek, c) Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek, d) Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek, Nitelikteki bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.”  hükmüne yer verilmiştir. 

Kanunun yukarıda yer verilen hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; bilgi edinmenin herkes için bir hak olduğu, Kanunda yer alan istisnalar dışında her türlü bilgi ve belgenin, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak, başvuranların yararlanmasına sunmanın da idareler için bir yükümlülük olduğu; bununla birlikte, bilgi edinme hakkının, kişilerin hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın her türlü bilgi ve belgeye sınırsız ve denetimsiz olarak ulaşma hakkı şeklinde yorumlanamayacağı, bu hakkın, Kanunda öngörülen amaca uygun olarak, anlamlı bir şekilde varlığını sürdürebilmesi için, kamunun ortak yararını ve kişilerin bireysel yararlarını dikkate alan adil bir denge içerisinde kullanılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. 

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı Dernek tarafından, Dr. Fikret Hacıosman’ın görev yaptığı Medicana Bahçelievler Hastanesinde 02.10.2018 tarihinde uğradığı saldırının öncesinde Bakanlıkça yılda 2 kere yapılan olağan denetim raporlarının çalışan sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik tedbirlere uygunluğuna ilişkin kısmı ile saldırı sonrasında çalışan sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik tedbirlere uygunluğuna ilişkin kısımlarının ve psikiyatri alanında sağlık hizmeti sunulan sağlık kuruluşlarına yönelik olarak yapılan denetim raporlarının çalışan sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik tedbirlere uygunluğuna ilişkin kısmının Dernek ile paylaşılması; tüm sağlık kurum ve kuruluşlarının denetleme süreçlerinin kamuya açık olarak şeffaf şekilde yürütülmesi ve iş sağlığı ve güvenliğine dair denetimlere ilişkin belgelerin yayınlanarak kamuya açık hale getirilmesi isteği ile başvuru yapıldığı, söz konusu başvurunun Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 20’nci maddesi uyarınca reddedildiği, bakılmakta olan dava ile söz konusu başvurunun reddine ilişkin işlemin; yapılan başvurunun reddine ilişkin 04.10.2019 günlü, E.1694 sayılı işlemin, Dr. Fikret Hacıosman’ın görev yaptığı Medicana Bahçelievler Hastanesinde 02.10.2018 tarihinde uğradığı saldırı sonucunda öldürülmesinden önce ve sonra iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılan denetimlere ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 

İdare Mahkemesince; Dr. Fikret Hacıosman’ın görev yaptığı Medicana Bahçelievler Hastanesinde 02.10.2018 tarihinde uğradığı saldırı sonucunda öldürülmesinden önce ve sonra iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılan denetimlere ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesinin olaya ilişkin ceza yargılamasını etkileyebilecek mahiyette olduğu da belirtilerek davacının taleplerinin 4982 sayılı Kanun’un yukarıda açıklanan 20 inci maddesi uyarınca bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. 

Demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin esas ve usulleri düzenleyen 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 5. maddesinde kurum ve kuruluşların, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlü olduğu ,olayda davacı derneğin sağlık çalışanlarına yönelik işlenecek suçların önlenmesine katkı sunmak ve gerekli denetimi sağlamak amacıyla somut bir olaya ve tamamlanmış yargılamaya ilişkin istemiş olduğu belgelerin verilmesinin, suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek nitelikte ve Kanunda sayılan istisna kapsamında olmadığı sonucuna varılmış olup dava konusu işlemin Dr. Fikret Hacıosman’ın görev yaptığı Medicana Bahçelievler Hastanesinde 02.10.2018 tarihinde uğradığı saldırı sonucunda öldürülmesinden önce ve sonra iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılan denetimlere ilişkin bilgi ve belgelerin verilmesi isteminin reddine ilişkin kısmında hukuka uyarlık ve aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir. 

Diğer taraftan talep edilen bilgiler arasında 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 21. maddesi kapsamında özel hayatın gizliliğini ihlal edebilecek (kişisel bilgi ve veriler gibi) bilgiler bulunması halinde bu veriler çıkarıldıktan sonra başvuran davacının bilgisine sunulacağı da açıktır. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf isteminin KABULÜ ile Ankara 16. İdare Mahkemesince verilen 31/12/2020 gün ve E:2020/359, K:2020/2418 sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2577 sayılı Yasanın değişik 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen dava konusu işlemin İPTALİNE…

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top